Ad ve Soyad değişikliği hakkında bilgi

20 Eylül 2012 Perşembe günü; yazıldı;.




Adın değiştirilmesi iki şekilde söz konusu olabilir:

1. Kanundan ötürü değişme: Evlenme, boşanma, evliliğin iptali sonucunda kadının soyadının değişmesi, evlatlık sözleşmesiyle evlatlığın soyadının değişmesi, evlatlık ilişkisinin ortadan kalkması sonucunda evlatlığın evlat edinenin soyadını kullanma hakkını kaybederek eski soyadına dönmesi…

2. Mahkeme hükmüyle değiştirme: Medeni Kanun md 27’de adın değiştirilmesine sadece haklı sebeplerin olması ve bu sebeplerden dolayı hakimde ad değiştirmenin zorunluluğu ile ilgili bir kanaat oluşması durumunda izin verilmiştir.

Ad değiştirme davasını kim ya da kimler açabilir?

Ad değiştirme kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu yüzden tam ehliyetliler ve sınırlı ehliyetliler bu davayı bizzat kendileri açarlar. Sınırlı ehliyetsizler, bu davayı yasal temsilcilerinin rızalarıyla açabilirler. Tam ehliyetsizler ise bu davayı bizzat ya da yasal temsilcileri vasıtasıyla açamaz. Ancak çok önemli bir sebebin varlığı halinde yasal temsilcinin bu davayı açabileceği kabul edilmektedir.

Hangi haller haklı sebep teşkil eder?

Hangi hallerin haklı sebep sayılabileceğine hakim karar verir.Hakim bu kararı adın değiştirilmesini isteyen kimsenin kişisel, ekonomik ve ailevi menfaatlerini göz önünde bulundurarak karar verir. Bunlara örnek olarak ;

- gülünç ve çirkin anlamlar ifade eden adlar
- söylenmesi ve yazılması güç olan adlar
- din değiştirmeden dolayı değiştirilmek istenen adlar
- sahibi hakkında şüphe oluşturabilecek mahiyette olan adlar
- kişinin ülke içinde kötü şöhretle tanınmış bir aileye mensup olduğu izlenimini uyandıran adlar
- kişinin yabancı olduğu izlenimini uyandıran adların değişimi istemi haklı sebep olarak kabul edilmektedir.

Adın değiştirilmesi ile ilgili dava hangi mahkemede açılır?

Görevli ve yetkili mahkeme davayı açacak olan kişinin yerleşim yerinin bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Adın değiştirilmesi davası herhangi bir süreye tabii midir?

Bu dava herhangi bir süreye tabii değildir.her zaman açılabilir.Ayrıca ad değiştirme davası yalnızca bir kere açılabilir.

Adın değiştirilmesi davası ile adın düzeltilmesi davası birbirinden farklı mahiyettedir. Adın düzeltilmesi davasında ad , nüfus kütüğüne yanlış yazılmıştır ve bu yüzden adın gerçek ve fiili duruma uygun olması için bu dava açılır. Adın düzeltilmesi davasının nüfus memurluğuna karşı açılması yeterlidir.

Adın değiştirilmesi davasında ise kütükte kayıtlı olan davacının gerçek adıdır ve davacı haklı sebeplere dayanarak adının değiştirilmesini istemektedir.

Adın değiştirilmesi davasını açabilmek için 18 yaşını bitirmiş olmak şart mı?

Bu hak kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için 18 yaşını bitirmemiş bile olsa algılama gücü olan kişiler bu davayı kendileri açabilirler.Kısıtlı olunmadığı sürece yasal temsilcinin rızasına da gerek yoktur. 18 yaşından büyük ya da küçük olmak davanın seyrine etki etmez.

Bir kişinin adını değiştirmesinden dolayı başkaları zarara uğramışsa bu kişilerin dava hakkı var mıdır?

Adın değiştirildiğinin nüfus kütüğüne kaydı ve ilanı zorunludur. Bir kimse adını
değiştirerek başkalarının zarara uğramasına sebep olmuşsa örneğin başkasının ticaret ünvanını alarak onun üzerinden haksız kar elde etmeye çalışmışsa, adın değişmesinden zarar gören kişiler değişikliği öğrendikten itibaren 1 yıl içinde dava açarak adın değiştirilmesi kararının kaldırılmasını isteyebilirler.

Kaliteli oyunlar için yüksek donanımlara ihtiyacınız kalmadı.

19 Eylül 2012 Çarşamba günü; yazıldı;.

   


       21. yüzyıla girdik ve bilgisayar teknolojileri hızla gelişmeye başladı. Bir çok büyük bilgisayar şirketi doğdu bu yüzyılda. Onlarda birbirleri ile yarışmak için çok güçlü donanımlar yarattı bilgisayar dünyası için. Bu yüksek donanımlar daha kaliteli ve daha iyi oyunlar doğurdu.

      Bilgisayar teknolojilerinde bu bir kısır döngüydü. Bilgisayar üreticileri yüksek özellikte bilgisayar ve parçalarını üretirler, oyun şirketleri de o parçaları kullanarak daha iyi oyunlar yaparlar, kullanıcılarda bu oyunları oynayabilmek için fahiş fiyatlardaki bu ürünleri almak zorunda kalırdı. Artık bu durum tarihe gömülmek üzere. İyi ve kaliteli oyunları oynayabilmek için sürekli cebinizi kemiren donanım yenilemesi yapmak zorunda değilsiniz. Yani iyi bir oyunu oynamak için yeni ekran kartı, yeni ram, yeni işlemci alma devri kapandı kapanacak. Pek bu nasıl olacak diyorsanız ? Hemen yanıtını vereyim.
   
     Artık teknoloji dünyasının yeni ve yaramaz bir çocuğu var. Adı bulut işletim sistemi teknolojisi. Bu teknolojiden haberi olmayan arkadaşlara biraz bahsedeyim. Bu sistemde kendi bilgisayarınıza hiç bir şey yüklemiyorsunuz. Bilgisayarınızın bulunduğu yerden çok uzak bir yerde bulunan bir bilgisayara internet yardımı ile bağlanıyorsunuz. Artık o bilgisayarın tüm gücü sizin kontrolünüzde oluyor. O bilgisayar sizin bilgisayarınızmış gibi kendi ekranınızdan yönlendiriyorsunuz. Bu teknolojinin en basit anlatımı bu yani yakın zamanda sizin bilgisayar donanımı namına ihtiyaç duyacağınız tek şey internete bağlı bir monitör. Bir monitör değil de buna tablet teknolojisi desek de olur. Peki bu teknoloji bize her oyunu oynamamızı sağlayacak mı? Tabi ki evet bu teknolojiyi kullanan şirketler çok yüksek özelliklere sahip bilgisayarları sizin hizmetinize sunacak sizde keyifle bir bilgisayara milyarlar harcamadan o oyunu oynayacaksınız.

    Bu teknoloji ne zaman hayata geçecek derseniz. Hayata geçti ve ilk şirket doğdu. Onlive adında şirket bir uygulama geliştirdi. Tablet bilgisayar gibi mobil bilgisayarlara oyun oynama hizmeti veriyor.Android 2.3 tarafından desteklenen bu uygulamayı aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.onlive.client

Bilim kurgu sevenler için yeni dizi Revolution

günü; yazıldı;.


    Her yüzyıl insan oğlu farklı bir şeylere bağımlı oluyor. 19. yüzyılı bağımlılığı özgürlüktü. Bir çok millet özgürlüğü için kan döktü can aldı savaştı. 20. yüzyılın bağımlılığı güçtü bir çok devlet güç savaşlarına girdiler. Sıcak savaş, soğuk savaş, psikolojik savaş derken en son ala höllü savaş ile 20. yüzyılı da bitirdik. Peki 21. yüzyılda neye bağımlı olacağız. Tabi ki enerjiye, cep telefonu olmadan kendimizi çıplak hisseder olduk. Benim cep telefonum yok demek bile ayıp sayılır artık. Bilgisayar, televizyon, oyun konsolu, ev aletleri, ısıtıcılar soğutucular ve daha bir çok elektrikli alet bizi kendine bağımlı yaptı. Bütün bu aletlerin birer kapatma düğmesi var ama biz onlara hiç elimizi uzatamıyoruz. Çünkü alıştık rahatlığa ve kolaylığa. Peki elektrikli aletlerin bir kapatma düğmesi varda elektrik denen güç kaynağının kapatma düğmesi yok mu? Tabi ki var ve bir gün biri o düğmeye basacak.

    İşte bu fikir kırıntısından ortaya çıkmış bir dizi Revolution dizisi. Teknolojinin dünyayı eline geçirdiği bir gün de, biri elektriğin kapatma düğmesine basıyor ve dünyada elektrik ile çalışan hiçbir alet çalışmaz oluyor. Sadece aletlerin çalışmaması değil bu olay aynı zamanda elektrik asla üretilemiyor bir daha, yani dünyadan eksi ve artı kutup siliniyor. Dünya kısa devre yapıyor ve tunç devrine tekrar dönüyor insanlar. Artık doğala dönmeye mecbur kalan insanlar büyük beton şehirlerden kaçıyor, kendilerine çiftlikler kurup yaşamaya başlıyorlar. Bu curcunanın içinde elinde ateşli silah bulunduran gruplar küçük feodal devletcikler kuruyor. Dizinin hikayesi bu devletciklerden birinde geçiyor. aradan 10- 15 yıl falan geçmiş. Büyük şehirler tamamen boşalmış ve küçük bir çiftlikte bir kaç aile güzelce yaşamaya çalışıyor. Sonra köye askerler geliyor bir bilim adamı ile kardeşini aradıklarını söylüyorlar. Bilim adamını buluyorlar ama çatışma çıkıyor. Bilim adamı ölüyor. Onlarda yanlarında oğlunu götürüyorlar. Amerika da var olan küçük devletcikler birbiriyle savaşıyor ve bu devletciklerden birinin başkanı elektriğin geri getirilebileceğini düşünüyor ki haklıda ilk bölümde bir kaç bilim adamı bilgisayalarını bir alet yardımı ile çalıştırıyor ve birbirleri ile iletişime geçebiliyorlar.

  Öldürülen bilim adamımızın genç, güzel ve savaşçı bir kızı var. O kardeşini kurtarmak için amacsına gidiyor. Amcası da bir ölüm makinesi, iyi bir silah ustası. İlk bölümün sonunda bir google mühendisi, bir asker, bir ev kadını ve bir genç, yola koyuluyorlar kızın kardeşini bulmak için

 Bu dizi bilim kurgu seveleri tatmin edebilecek bir dizi. İlk bölümü internetten bulabilirsiniz.. ikinci bölüm 25 mayısta yayınlanacak.  İyi seyirler
                                                                                                             İsmail AKIN

Acun’un Koltuğu Sallanıyor.

günü; yazıldı;.


   

   Televizyonda dünyasında son 5 yıl Acun’un saltanatı ile geçti. İlk olarak Acun Firar’da programı ile seyirci karşısına çıkan Acun Ilıcalı, televizyon dünyasında program yapımcısı ve sunucu olarak varlığını sürdürmek istedi ve Acun Medya adında bir şirket kurdu. Buraya kadar çok sıkıcı ve bilindik bir hikâye Acun’un ki ama sonra Türkiye’ye getirdiği program konseptleri ile çok büyük bir izleyici kitlesine sahip oldu. Özellikle Var Mısın Yok Musun adlı yarışma programı bir fenomen oldu 3 sene üst üste yayınlandığı günleri birinci olarak tamamlayan bu programda sadece sıradan vatandaşlar değil, dünyaca ünlü mankenler, şarkıcılar ve oyuncular yarıştı. Programın bu kadar tutulmasında ki en büyük faktörlerden biri programın yapımcısı ve sunucusu olan Acun’du. Acunun sempatikliği biz den halktan biri olduğunu göstermesi, kroyum emme para bende gibi tavırlara girmemesi, yaşlı ile yaşlı, çocuk ile çocuk, gençle genç olması bizi ekran başına kilitledi. Acun’un işine artı katan karakter özelliklerinin yanında zekâsı da, onun Türkiye’de büyük bir ün yapmasına sebep oldu.

   Acun zeki olduğunu Survivor yarışmasını ünlüler, gönüllüler şeklinde yapmasıyla kanıtlamış oldu. Survivor, O Ses Türkiye, Yeteneksizsiniz Türkiye gibi yarışmalar Show Tv’de yayınlandığı dönemde kanalda nerdeyse dizi ve film yayınlanacak vakit kalmıyordu. Ben bir ara kanalı Acun satın aldı diye düşünmüştür ama bütün birliktelikler bir gün son bulur sözü bu işte de doğru çıktı. Acun ve Show tv birlikteliği bu sene sona erdi. Acun’da klasik hale gelen Survivor, O Ses Türkiye, Yeteneksizsiniz Türkiye adlı programlarını Star Tv’de yapmaya başladı. Buraya kadar çok iyi yükselen bir başarı grafiği var, nerede Acun’un sallanan koltuğu diyebilirsiniz. İşte geliyor.

  Acun’un sallanan koltuğu ramazan boyunca her gün yayınlanmış, şimdide hafta sonları yayınlanan Kanal D’nin Ben Bilmem Eşim Bilir Programında. Yanlış duymadınız bu yarışma programı Acun’un Yetenek sizsiniz Türkiye programını solladı. 3 yıldır reytinglerde geçilemeyen asla da geçilemez denilen, hafta sonu yayınlanan Acun’un programı, sunuculuk kariyerine yeni başlamış olan İlker Ayrık’ın programına geçildi. El elden üstündür diye boşuna dememişler. Peki, İlker’in programının ne farklılığı varda Acun’un programını reytinglerde eziyor. Birinci olarak yeni bir konsept, Acun’un programları gibi eski değil. İkincisi dünyanın en eski ve en çok ilgi çeken bir çatışmayı ele alıyor. Yani karı koca çatışmasını. Bu yarışmayı izlerken bir evde bulunan herkes kendinden bir şeyler buluyor, eğleniyor ve iyi vakit geçiyor. Program çok iyi hazırlanmış ama sadece bu yetmez. Programın tutulmasında üçüncü en büyük etken İlker Ayrık, daha önce birçok dizi ve filmde gördüğümüz ayrık ilk defa sunuculuk yapıyor ve işini iyi yapıyor. Televizyon dünyasına yabancı olmayan ve tiyatro oyuncusu olan Ayrık, gelecek zamanlarda sunuculuk işine devam ederse Acun’un koltuğunu çok fena sallayacak gibi görünüyor. Yani bana göre öyle.

  İlker Ayrık tiyatrocu olmasından dolayı bir adım Acun’un önüne geçiyor. Hiç eskimemiş ve tipleme yapışmamış yüzü ile insanlara yeni, sıcak ve sevecen bir kişi olarak görünüyor ki öylede. Ayrıca yerli yerinde tavırları, esprileri, kendi ile dalga geçmesi, stüdyo da çalışanların yapması gereken işleri kendi yapması, yarışmacılara ve çalışanlarına karşı yüksekten bakmaması ona çok büyük artılar kazandırıyor. Ayrıca stüdyoda bulunan seyircilere benim seyircilerim diyerek onları kucaklaması ve yeri geldiğinde onlara yalakalık yapması onun sevilmesine ve seyredilmesine neden oluyor. Velhasıl kelam yani sözün kısası İlker Ayrık gümdür gümbür gümbür geliyor. Acun’a da içimden Yahşi cazibedeki Ziver beyin repliği ile uyarı da bulunmak geliyor.

 GOLTUK SALLANIYOR ACUN BEY GOLTUK SALLANIYOR KIH KIH KIH :D

                                                                                                                              İsmail Akın

AÖF Açıköğretim 2012-2013 Yılı Kayıt Tarihi Belli Oldu

günü; yazıldı;.

Anadolu Üniversitesi'nin (AÜ) 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde açıköğretim, iktisat, işletme fakülteleri için internet başvurusu ve kayıt işlemleri 10-25 Eylül'de gerçekleştirilecek.

AÜ Rektörlüğü'nden yapılan açıklamada, 2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) ile yerleştirilip kayıt yaptıracak adaylar, ''yatay geçiş'' ve ''Anadolu Üniversitesi Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (AYÖS)'' ile kayıt hakkı kazananların internet başvurularının ve kayıt işlemlerinin 10-25 Eylül'de gerçekleştirileceği bildirildi.

Açıköğretim, İktisat, İşletme fakültelerinin tüm bölüm ve programlarında öğretimin, ders geçme esasına ve kredili sisteme göre yürütüldüğü, dönem esasına dayalı akademik takvim uygulandığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Açıköğretim, İktisat, İşletme fakültelerine yerleştirilen adayların kayıt işlemleri, 'internet başvurusu' ve 'açıköğretim fakültesi bürolarından kayıt' olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilecektir. İnternetten başvuru işlemleri, 10 Eylül'de başlayıp 25 Eylül'de sona erecektir. İnternetten başvuru adresi, 'http://kayit.anadolu.edu.tr'dir. İnternetten başvuru süresi kesinlikle uzatılmayacaktır. İnternetten başvuru yapmak kayıt için yeterli değildir.

Adaylar, internet başvuru işlemi sonunda oluşturacakları 'internet başvuru belgesi'nin yazıcı dökümünü alarak, AÜ Açıköğretim, İktisat, İşletme fakülteleri Dönemlik-Kredili Sistem '2012-2013 Öğretim Yılı İnternet Başvuru ve Kayıt Kılavuzu'nda açıklanan diğer kayıt belgelerini de hazırlayacak. Adaylar, Vakıfbank'a ödemelerini yaptıktan sonra illerdeki Açıköğretim fakültesi bürolarından bürolarına bizzat başvurarak kayıt yaptıracaklardır. Adaylar, 10-25 Eylül'de illerde bulunan açıköğretim fakültesi bürolarına bizzat başvurarak kayıtlarını gerçekleştireceklerdir.''

Açıklamada, mazeretleri nedeniyle kayıt yaptıramayanlar 26, 27 ve 28 Eylül'de bizzat veya yakınları aracılığıyla kayıt yaptırabilecekleri de kaydedildi.

Asp ile Veritabanı Bağlantısı

18 Eylül 2012 Salı günü; yazıldı;.

Asp ile veritabanına (.mdb) bağlanmak için aşağıdaki kod betiğini kullanabilirsiniz...
<%
Set con = Server.CreateObject("ADODB.Connection") con.Open "DRIVER={Microsoft Access Driver (*.mdb)}; DBQ=" &
Server.MapPath("veritabani_adini_buraya_yazin.MDB")
Set veri = Server.CreateObject("ADODB.RecordSet")
dbSQL = "SELECT * from tablo_adini_buraya_yazin"
veri.open dbSQL,con,1,3
%>

Bağlantı kurulduktan sonra veriyi çekmek için aşağıdaki komut kullanılır...

<%= veri("sutun_adi") %>

Php Fusion Okul Portal Teması

günü; yazıldı;.

Php Fusion yazılımına ait okul vb. bir projede kullanılabilecek tema dosyası...
Birçok özelliği bünyesinde barındıran Php Fusion gelişmiş bir portal yazılımıdır...

İndirme Bağlantısı: http://goo.gl/3p84e